İş Arama, İş Bulma, İşe Alma
Ben kelimeciyim, kelimelerin hayranıyım, bazen tek bir kelime bana ne çok şey anlatır. O bir tek kelime kocaman bir öykü yazar hayal dünyamda.
Bazı kelimeler de var, geliştiremiyorum onları/gelişemiyorum onlarla, hayal kuramıyorum…:-((
Ama suç benim değil, onların…
İş Arama, İş Bulma, İşe Alma…
Haydi gelin de siz bu kelimelere takılın ve hayal kurun…
İş Arama!
İş Bulma!
Gelde sen iş ara, iş bul,
İşe Alma!
Süreçler; ilan hazırlama, ilan verme, CV değerlendirme, randevu verme, mülakat yapma, en uygun elemanı seçme!
Gelde işe eleman al…
Değiştirelim mi?
İş ara, iş bul, işe al, iş ara, iş bul, işe al…
İlan hazırla, ilan ver, CV değerlendir, randevu ver, mülakat yap, en uygun adayı seç…
…..
Mülakat bir buluşmadır, görüşmedir.
Mülakat yapmak bir sanattır.
Planlıdır, iki taraf vardır, ikisi de önceden hazırlıklı olmalıdır.
Görüşen/görüşülen taraf vardır. Davet eden ev sahibidir, davet edilen misafirdir + hatta müşteridir. Misafir/müşteri hoş karşılanmalı, misafir/müşteri olduğu unutulmamalıdır, kendisi ağırlanmalıdır. Bu görüşme için istekte bulunduğundan kendisine teşekkür edilmelidir.
Verdiğiniz ilana başvuran tüm adaylara teşekkür edilmelidir.
Mülakatta en basit soru; “Ne yapmak istiyorsun?”
Mülakatta sıkça sorulan bir soru, iş arayan kişiye sorulan, iş arayanın/mülakatçının zorlandığı sorulardan sadece biri.
Bu soru üzerinde düşünmeden görüşmeye sakın girmeyin!
İlk iş görüşmeniz; ne yapacağınızı bilmiyorsunuz, ya da emin değilsiniz ne yapacağınızdan. Görüşmeye gitmeden önce şirketi araştırdınız, web sayfasına girdiniz, başvurduğunuz pozisyonun tanımını biliyorsunuz, o zaman bir karşı soru, “sizden, yani işe alınacak kişiden beklentileri neler” bunu öğrenmenin tam sırası, sonra da bu beklentilere cevap verip, veremeyeceğiniz sizin özelliklerinize ve ikna gücünüze kalıyor. Evet yanlış okumadınız ikna gücünüze. Unutmayın bu bir görüşme = mülakat, yani iki taraf var, tamam güçlü taraf siz değilsiniz “bunu baştan kabul etmenizde yarar var” ancak mülakatlar “görüşmeci içinde stres yaratan bir aktivitedir”, yüzlerce kişinin özgeçmişini okumuştur, süresi kısadır, en iyiyi seçme stresi vardır ve en iyisi+kötüsü duyguları vardır.
Ancak; bu mülakata çağrıldığınıza göre birçok kişinin önüne geçtiniz bile, mülakata davet edilmeniz bile çoğu zaman başvuranlar arasında en iyilerden (biri) olduğunuzu gösterir. Mülakat size kendinizi tanıtmak, kişisel ve mesleki özelliklerinizi sunmak için bir fırsat yaratır, görüşmeciyi etkileyebilmek için daha iyi bir fırsat bulamazsınız.
Siz görüşmecinin yerinde olsanız bu pozisyon için kimi seçerdiniz, kendinizi işe alırmıydınız?
İşe alınmak istenen kişi olmak
Görüşmecinin elinde/önünde bir yığın kağıt, kimbilir aklı nerde? Bugün kaçıncı görüşmesini yapıyor acaba? Karar verici o mu?
Dışarısı kalabalık, acaba sürem ne kadar? 5 dakika mı, hadi canım sende! 5 dakikada ne yapabilirim/ne yapabilirz ki?
NOT: Biliyorum sizde benim gibi merak ediyorsunuz, kaybolan kariyerim ile ilgili çeşitli kaynaklardan bilgi gelmeye başladı, uzmanlar ile birlikte araştırıyoruz!, birşeyler ortaya çıkınca ilk sizinle paylaşacağım, gösterdiğiniz ilgiye çok teşekkür ederim.
Küçük bir öneri
Seçin; üç kelime, üç renk, üç film, üç kişi, üç kitap, üç yer, üç şiir, üç özellik, üç lezzet, üç şarkı…
Sizin için önemli olan üç şey, vazgeçemediğiniz, yapmaktan, görmekten hoşlandığınız, sizi heyecanlandıran üç şey…
Seçin, tekrar okuyun, arayın, hayatınızda ne kadar yerleri var tesbit edin, öncelik verin, gidin, yüksek sesle okuyun, paylaşın, geliştirin, önerin, tadın, gezin, yaşayın…
Güzel bir söz
“Bilgin ne kadar geniş olursa olsun, ancak karşındakinin anlayabileceği kadar anlatabilirsin.” Mevlana