Gelecek ve sistem (1)
Sistem düşüncesi, bir bütünü görme disiplinidir.
Bir bulut toplanır, gökyüzü kararır, yapraklar yukarıya döner ve biz yağmur yağacağını biliriz. Yağmurdan sonra yağışın kilometrelerce ötede yeraltı suyunu besleyeceğini ve sonunda havanın açacağını da biliriz.
Bütün bu olaylar zaman ve yer olarak birbirinden uzakta yer alır ama yine de hepsi aynı olay örgüsü içinde birbirine bağlıdır. Her birinin ötekiler üzerinde bir etkisi, normal olarak gözle görünmeyen bir etkisi vardır. Bir yağmur fırtınasını ancak bu olay örgüsünün tek tek parçalarını değil, tümünü birden düşünerek anlayabilirsiniz.
İş dünyası ve tüm öbür insan çabaları da birer sistemdirler. Onlar da görünmeyen bir birbiriyle ilişkili eylemler dokusuyla bağlıdır. Söz konusu eylemlerin birbiri üzerinde tam etkisini yaratması çoğu zaman yıllar alır. Biz de bu dantelin bir parçası olduğumuzdan, tüm sistem örgüsünü görmek iki kat daha zor olur. Bunun yerine sistemin birbirinden ayrılmış parçalarının anlık fotoğrafları üzerinde odaklaşma eğilimi taşır ve en derin problemlerimizin neden bir türlü çözülemediğine şaşarız.
Bir organizasyonun kapasitesi kendi içindeki insanların kapasitesinden daha büyük olamaz. Bu nedenle sistemin içindeki insanlar sürekli öğrenme çabası ve gelişme içinde olmalıdırlar böylece organizasyon da sürekli gelişecektir.
Organizasyondaki insanların hepsi farklı aile, okul, inançlarla yetişmişlerdir ve farkında olmadan sistem içindeki eylem ve politikayı etkilerler.
Ortak bir kimlik, derinden paylaşılan amaç, gelecek hakkında paylaşılan bir resim oluşturma kapasitesine ulaşmak amaçlanmalıdır. Organizasyonlar bir insanın etrafında değil, her zaman için bir amacın, paylaşılan ortak bir görüşün etrafında oluşmalıdır.
Bireysel zeka düzeyleri 120’nin üzerinde olan, kendini görevine adamış bir ekibin ortak zeka düzeyi nasıl 63 olabilir. Ekip halinde öğrenme disiplini diyalogla başlar. Ekiplerin birlikte öğrendiğinde neler olacağını biliriz. Aklınıza spor takımlarını, orkestraları getirin. Gruptaki insanların kişisel görüşlerinden yola çıkarak ortak, olumlu birlikte düşünme eylemine girmeyi ekipte diyalog olarak düşünmeliyiz. Ekip halinde öğrenme önemlidir, çünkü modern organizasyonlarda temel öğrenme birimi bireyler değil, ekiplerdir. Ekibe gerekli olan ekip disiplinidir. Burada disiplin sözcüğü ile “zorla kabul ettirilen bir düzen”i veya “bir cezalandırma aracını” değil, uygulamaya koymak için incelenmesi, geliştirilmesi ve hakim olunması gereken bir teori ve teknik bakışa sahip olmayı anlatmak istiyorum.
Ekip disiplinine sahip olmak, ekibin gelişimi ve başarısı için sürekli öğrenmeyi gerektirir.
Unutmayın başarı bir yolculuktur, hedef değil.
Ne kadar çok öğrenirseniz, o kadar çok bilmediğinizin farkına varırsınız.
Kısacası, bir şirket, bir organizasyon sürekli mükemmel olamaz, iyi bir ekiple, sürekli öğrenmeyle hep iyiye, mükemmele ulaşma yolunda olacaktır. Sürekli değişim içinde olacaktır.
Şirketler, sorun çözmek için değişiklik gerektiğini, bu değişimi yaşamak için de en kısa, en kolay yolun insanları değiştirmek olduğunu düşünür çoğu kez. Ama çözüm bu değildir.
İnsanı değiştirmek demiryolunda seyreden trenin makinistini değiştirmek gibidir.
Değişiklik için “rayların yenilenmesi, tarifenin gözden geçirilmesi, trenin yenilenmesi, makinistin eğitilmesi” gerekir.
Beşinci Disiplin Yasaları bakış açımızı zorlar! Tek tek düşünelim üzerinde…
1. Bugünün problemleri, dünün çözümlerinden kaynaklanır.
2. Ne kadar sıkı yüklenirseniz, sistem de o kadar sıkılıkla geriye itecektir.
3. Davranış, kötü sonuçlardan önce iyi sonuçlar doğurur.
4. Bir sorundan kolay çıkış, normal olarak o soruna tekrar geri götürecektir.
5. Tedavi, hastalıklardan kötü olabilir.
6. Daha hızlı, daha yavaştır.
7. Neden ve sonuç, zaman ve neticede birbiri ile ilintili değildir.
8. Küçük değişiklikler, büyük sonuçlar üretebilir. Ancak en yüksek kaldıraç gücüne sahip olanar, çoğu kez en az gözle görülür olanlardır.
9. Bir fili ikiye bölmekle iki küçük fil elde edilmez.
10. Kabahat yükleme diye bir şey yoktur.
Sistem düşüncesi, bir bütünü görme disiplinidir.
Değerli bir mesel
“Bir zamanlar bir halı tüccarı varmış. Bir gün en güzel halısının ortasında bir kabarıklık olduğunu görmüş. Orayı düzlemek için kabarıklığın üzerine basmış ve başarmış. Ancak kabarıklık çok uzak olmayan başka bir noktada yeniden ortaya çıkmış. Tüccar tekrar kabarıklığın üzerine basmış ve kabarıklık ortadan kaybolmuş ama sadece bir an için. Sonra başka bir yerde yeniden ortaya çıkmış. Tüccar tekrar tekrar sıçrayıp durmuş. Öfkeyle halıyı çiğneyip durmuş. Ta ki nihayet halının bir ucundan kızgın bir yılan çıkana kadar…”
Sonra ne mi olmuş? Bu meselin sonunu lütfen siz yazın…
Değerli bir söz
“Bugünün problemleri dünün çözümlerinden kaynaklanır.” Peter Senge
Başkalarının ayak izinden giden geride iz bırakamaz…
Değerli bir kitap
Beşinci Disiplin, Peter M. Senge, Yapı Kredi Yayınları
1. Bireysel Başarı. Bireysel gelişim ve öğrenme disiplinidir.
2. Zihinsel modeller. Bireylerin yaşamın akışı ile ilgili bilgilerin farkında olma, bunları test etme ve geliştirme aşamalarını kapsar.
3. Ortak vizyon. Organizasyondaki herkesin ortak bir hedef üzerinde uzlaşması ve bu hedefi paylaşmasıdır.
4. Grup içinde öğrenme. Organizasyondaki çalışanların ekip çalışması içerisinde yer alarak diyalog ve tartışma yoluyla kendilerini geliştirmelerini ifade eder.
5. Sistemli düşünme. Organizasyon içinde başarı için sistem büyük önem taşır. Burada amaç, tek tek parçaları değil, bütünü görebilmektir.
Peter Senge bu sistemli düşünmeye “Beşinci Disiplin” adını vermektedir.
Yazının devamı Gelecek ve Sistem (2) burada lütfen okuyun…