Yeni Çalışma Alışkanlıkları
Okuduğum, etkilendiğim makaleleri de sizlerle paylaşmayı seviyorum… 1998 yılında yazılmış bu makale de bugün geleceğe bakarken bize çok fikir verecek:)
Kökten değişen dünya için yeni çalışma alışkanlıkları-Price Pritchett
1900’lü yılların başlarında en büyük 100 kuruluş listesine bakın. Bunların yalnızca 16’sının bugün hala ayakta olduğunu göreceksiniz.
Ardından Fortune dergisinin 1950’de yayınlanmış olan en büyük 500 kuruluş listesine bir göz atın. Bu “ilk” Fortune 500 listesinin ilk 100’ü içine giren kuruluşların yalnızca 14 tanesi bugün hala ilk 100 içinde.
1980’li yıllar da Fortune 500 listesinde yer almış olan 230 şirket ki toplamın %46’sı oluyor bugün liste dışı.
Artık büyük olmak kalıcı başarıyı garanti etmiyor. İyi bir itibarı da.
1900’lü yılların başlarında, çalışan nüfusun %85’i tarım sektöründe idi. Bugün tarım, toplam işgücünün yalnızca %3’üne istihdam sağlıyor.
1973 yılında ABD işgücünün %73’ü üretimde ve imalatta çalışıyordu. Bugün bu oran %15’ten daha az.
ABD Çalışma Bakanlığının tahminine göre 2002 yılının sonuna kadar tüm çalışanların %44’ü “veri” hizmetlerinde istihdam edilecekler -örneğin veri toplama, işleme, çağırma ve analiz gibi.
Kariyerler gelir ve gider. İşler değişir. Bu yeni bir şey değil. Ama yeni olan bu değişimin her zamankinden çok daha hızlı olması.
Daha 1960’lı yıllara kadar sanayileşmiş ülkelerdeki işgücünün yarısı, bir şeyler yapmak amaçlı işlerde çalışıyordu. 2000 yılına gelindiğinde, hiç bir gelişmiş ülkede çalışanların altıda ya da sekizde birinden fazlası, geleneksel ürün üretme ve dağıtma işinde çalışmamaktadır. Hali hazırda ABD’de çalışan nüfusun üçte ikisi hizmet sektöründe çalışmaktadır. Artık “bilgi” en önemli “ürün” haline gelmektedir. Bu da bizlere farklı bir organizasyon yapısı ve farklı bir çalışan kitlesi gerekliliğini göstermektedir.
Yirmibirinci yüzyılın başlarında, sanayileşmiş ülkelerdeki işgücünün yarısından daha azı, kurumlarda geleneksel full-time işlerde çalışıyor olacak. Bu içeride çalışan full-time elemanlar, toplumun yeni azınlığı olacaklar.
Her geçen yıl daha fazla insan kendi işinde çalışıyor olacak.
Pek çoğu geçici olarak ya da part-time olarak çalışcak, bazan kendileri böyle istediği için bazan da mecburiyetten.
1991 yılında, her üç Amerika’lı çalışandan 1’i mevcut işyerinde bir yıldan daha az süredir çalışmaktaydı; her üç kişiden 2’si ise 5 yıldan daha az.
Çalışmalar ortaya koyuyor ki, geçici işgücü kullanımı 1982 yılından beri yüzde 400 arttı… İşyerindeki verimlilik artışlarının doğrudan bir sonucu olarak işten çıkarmalar devam edecek. Aynı şekilde dışarıya yaptırma trendi kurumların içindeki çok büyük bir bölümün ortadan kalkmasına ve çok büyük bir sayıda insanın dahili işçiden harici işçiye dönüşmesine yol açacak.
İşçilerin ard arda iş değiştirmeleri ömür boyu istihdamı zaten bir yana bırakın tükenmek üzere olan bir trend. Bunun yerine kariyerler eğer kariyer artık doğru bir terim ise giderek bir dizi çok taraflı ve aynı anda oluşan ağlara benzeyecek. Ve bu ağlar içinde sürekli yeni beceriler ve modası geçmiş roller olacak.
Halen Amerikan iş gücünün %20’si tek işverenle kurulan geleneksel işçi-işveren ilişkisinin dışında bir düzende çalışıyor. Ve bunların %86’sı durumlarından memnun olduklarını belirtiyor.
1991’de, şirketler tarihde ilk kez, sanayi, madencilik, tarım ve inşaat makinalarına yapmış oldukları toplam harcamadan daha fazlasını bilgi-işlem donanımına harcadılar. Sadece bu harcama trendi bile bizlere yeni bir çağa girdiğimizi açıkça ispat ediyor.
Sanayi Çağı yerini Enformasyon Çağına bırakıyor.
Paris’tesiniz ve Visa kartınızı kullanmaya karar veriyorsunuz. Onay alma işlemi, telefon ve bilgisayarlar üzerinden geçen 69.000 kilometrelik bir yol katederek gerçekleşecektir. Bu işlem yalnızca 5 saniyede tamamlanacaktır. 1983 yılından bu yana ABD çalışma dünyasına 25.000.000 bilgisayar katıldı. Mobil telefon kullananların sayısı 1983’te sıfır iken, bu sayı 1993’te 16.000.000’a çıktı. 1999 yılında yaklaşık 19.000.000 kişide çağrı cihazı vardı ve yalnızca 1993’te telefon ses kayıt cihazlarına 12.000.000.000 mesaj bırakıldı. 1987 yılından bu yana ev ve işyerlerine 10.000.000 yeni faks cihazı katıldı. 1987 ila 1999 yılları arasında E-Mail adreslerinin sayısı 26.000.000 adet arttı, şimdi çok daha hızlı artıyor. Son 30 yılda üretilen bilgi, ondan önceki 5.000 yılda üretilenden çok daha fazladır.
The New York Times gazetesinin hafta-içi nüshalarından herhangi birinde, 17. Yüzyıl İngiltere’sinde yaşayan ortalama bir insanın tüm hayatı boyunca edinebileceği bilgiden çok daha fazlası mevcuttur. Bize sunulan bilgi stoku her 5 yılda bir ikiye katlanmaktadır. İlk bilgisayar olarak kabul edilen ENIAC, 1944 yılında imal edildi. Kapladığı yer, 18 tekerlekli bir TIR’dan daha fazlaydı. 17 tane Chevrolet Camaro’dan daha ağır geliyordu ve 140.000 Watt elektrik üretiyordu.
ENIAC, saniyede 5.000 temel arimetik hesaplaması yapabiliyordu. Dünün popüler mikro-işlemcilerinden 486 küçücük bir silikon parçası üzerinde imal edildi. Ağırlığı, restorantlardaki bir paket tatlandırıcıdan daha az ve sadece 2 Watt elektrik kullanmaktaydı. 486 bile saniyede 54.000.000 işlem yerine getirebiliyordu. Bilgi-işlem maliyeti her yıl yaklaşık %30 düşmektedir.
Öte yandan mikro-işlemciler her 18 ayda bir performanslarını ikiye katlamaktadır. Düşünün ki bir doğum günü partisine gidiyorsunuz. Yolda bir dükkana uğruyosunuz. Aldığınız kart, açıldığında “Happy Birthday” şarkısını çalmaya başlıyor. Parti bittikten sonra birileri bu kartı çöpe atıyor. Aslında çöpe atılmış olan 1950 yılından önce tüm dünyada var olan toplam bilgisayar gücü. Partiyi kaydettiğiniz küçük video kamerası, ‘mainframe’ bilgisayar çağını başlatan mucize makine IBM 360’tan daha fazla bilgi işlem gücüne sahip. Partiye hediye olarak götürdüğünüz, oyuncak firması Sega tarafından üretilen Saturn adlı bir sistem. Saturn, 1976 Cray supercomputer’dan daha yüksek performanslı bir işlemci üzerinde çalışyor. Oysa Cary, zamanında, yalnızca en üst düzey fizikçileirn kullanımına açık bir bilgisayardı. Kullanılabilen ilk sanayi robotu 1960’lı yıllarda geliştirildi. 1982 yılında ABD’de kullanımda olan yaklaşık 32.000 robot vardı. Bugün 20.000.000’dan daha fazla…
Raporlara göre Web sayfalarına her gün 1.5 tane yenisi ekleniyor ve Web sitelerinin sayısı her 8 ayda bir ikiye katlanıyor. Web sitelerinin sayısı Ekim 1996’da yarım milyon iken, Ekim 1998’de 3.6 milyona çıktı. E-Ticaretin, önümüzdeki on yılın başlarında $300 milyar dolarlık bir işlem hacmine ulaşacağı tahmin ediliyor. Teenage Research Unlimited’e göre, online olmanın “in” olduğunu söyleyen gençlerin oranı 1994’te %50’den, 1996’da %74’e, 1998’de ise %83’e yükseldi. Bugün ‘online’ olmak, gençler arasında, parti vermek ya da flört etmek ile eşdeğer. Bilgisayar kapasitesi bugün, 30 yıl öncesine göre 8.000 defa daha ucuz. ATET’nin eski başkanı Randall Tobias, bilgisayarlaşmadaki inanılmaz hızı açıklamak için şu karşılaştırmayı yapıyor: “Eğer otomotivde benzeri bir ilerleme olsaydı, bugün bir (Toyota) Lexus’u yaklaşık $2’a satın alabilirdiniz. Ve bu araba ses hızında seyahat eder ve bir yüksük dolusu benzinle 900 kilometre yol gidebilirdi.”
Bilgi çağında iş başarısı için 13 temel kural:
1. Hızlı değişim sanatçısı haline gelin
2. Kendinizi işinize tamamen adayın
3. Hızlanın
4. Belirsizlikleri kabul edin
5. Kendi işinizde çalışıyormuş gibi hareket edin
6. Okula devam edin
7. Kendinizi sonuçlardan sorumlu tutun
8. Değer katın
9. Kendinizi bir hizmet merkezi ollarak görün
10. Kendi moralinizi yükseltin
11. Kaizen uygulayın
12. Problemleri çözen olun, işaret eden değil
13. Beklentilerinizi değiştirin