Title Image

Yaş 35, yolun yarısı eder…

Yaş 35, yolun yarısı eder…

Şiir sever misiniz? Ben bir şiir severim. Şiir kitabı satın alırım. Çünkü şiir kitabı satılmaz derler. Sevdiğim şairlerin kitaplarını mutlaka alırım.

Her gün şiir okurum, şiir okuyarak başlarım güne, yatağın başucunda büyülü sözler içeren kitaplarım vardır. Lütfen deneyin, çok iyi geliyor. İlgim nasıl başladı hatırlamıyorum. Okumadığımda yaşamımda bir şey eksik hissederim. Şiirin ritmini, sesini ruhumda bıraktığı müziği severim.

Platon şiiri tanımlarken ‘büyülü söz’ ifadesini kullanmış, ben şiir okurken bu büyüyü hisseder ve etkilenirim.

Etkilendiğim şiirlerden biri de Cahit Sıtkı Tarancı’nın ‘Yaş 35’ şiiridir.

Cahit Sıtkı Tarancı dendiğinde iki şiiri özellikle kafamın içinde döner, birisi ‘35 yaş’, diğeri  ‘Bir memleket isterim’.  Çocukluğumda 35 yaş şiirinden çok etkilenmiştim.  Annemin, babamın ve diğer büyük sevdiklerimin yaşını hesaplıyor, yolun yarısında olup olmadıklarını merak ediyor, parmak hesabı yapıyor ve henüz yolun yarısında olmadıkları için mutlu oluyor, ‘Dante gibi ortasındayız ömrün’ mısraındaki Dante’yi arıyordum.

Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.

Asıl adı Hüseyin Cahit olan şair, 2 Ekim 1910’da Diyarbakır’da doğuyor.  Çocukluğu ve ilkokulu Diyarbakır’da geçiyor. Orta öğrenim için İstanbul’a gönderilmiş ailesi tarafından, Kadıköy Fransız Saint Joseph Lisesi’nde sonra Galatasaray Lisesi’nde okuyor. Sonra İstanbul’da Mülkiye Mektebi’nde ve Yüksek Ticaret Okulu’nda okuyor ve eğitimini Paris’te Sciences Politiques’te sürdürüyor. Öğrenimi sırasında Paris Radyosu’nda Türkçe yayınlar spikerliği yapıyor.

Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.

Yurda dönünce Ankara’da Anadolu Ajansı, Toprak Mahsulleri Ofisi ve Çalışma Bakanlığı’nda çevirmen olarak çalışıyor. 1954’te ağır bir hastalığa yakalanıyor ve Türkiye’de tedavisi sonuç vermeyince Viyana’ya götürülüyor, Diyarbakır’da başlayan yaşamı 13 Ekim 1956’da Viyana’da son buluyor.

Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.

Yolun yarısı olarak belirlediği ‘Yaş 35’ şiirinin büyüsüne ne yazık ki uyamıyor. Dante İlahi Komedya’da, “hayat yolculuğumuzun ortasında, kendimi karanlık bir ormanda buldum” dediğinde 35 yaşındaymış, Cahit Sıtkı Tarancı ise Dante’ye gönderme yaptığında 37 yaşında. Ne yazık ki Dante 56 yaşında, Tarancı ise 46 yaşında hayata veda etmişler.

Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrısına der ki:
– Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!

Tarancı; şiirlerinde yaşamı coşkuyla anarken, bir taraftan hep ölüme bakmış, yalnızlık, mutlu ve umutsuz sevdalar, çocukluk özlemi gibi konuları işlemiş.

Şairin önemli kitapları; Otuzbeş Yaş, Ömrümde Sükut, Düşten Güzel, Ziya’ya Mektuplar

Ben bulunduğum yaşı, hayat yolculuğumun ortası sayıyor ve öyle yaşıyorum.

Bu gölge yer pazar günü

Bu şehir, bu tren sesi

Gök bildiğim bu mavilik

Yeşil dallardan süzülen

Oturduğum rahat koltuk

Beyaz örtüsü masanın

Sigaram, kahvem, gazetem

Elimin çizdiği kavis

Kovmak için sinekleri

Kolumda işleyen saat

Ve esnemem arada bir

Hep yaşadığıma dair…


Sevgiyle yaşayın ve mutlu olun…

Bu yazı Martı e-dergisinde yer almıştır.