Title Image

Bir hayalim var…

Bir hayalim var…

Bir hayalim var
Hayaldir yaşamın başladığı yer. Yaşam başlar ve devam eder hayallerimizle. Hayallerimiz bizi istediğimiz yere götürür. Hayallerimiz ne kadar büyükse, ne kadar sık tekrarlıyorsak, ne kadar inanıyorsak, ne kadar gerçek gibiysek, o kadar yakındır yaşamımızın da gerçekleşmesi.

Bir hayalim var.

Bir hayal, bir hayal daha, yani benim pek çok hayalim, hayallerim var. Her gün hatırladığım, burnumun ucundan ayırmadığım, hiç vazgeçmediğim, yaşadığım gerçeklere beni taşıyan hayallerim. Bugün yaşadığım, her adımımda hissettiğim, tüm engelleri görmemi, görerek aşmamı sağlayan hayallerim… Hayallerimi oldukları yerde bırakmadım. Hayallerime yükseldim. Hayallerimin önünde yürüdüm. Her birini göreceğim bir renge, duyacağım bir sese, nefes alacağım bir kokuya, tadacağım bir lezzete, hissedeceğim bir duyguya dönüştürdüm.

Neden mi?

Çünkü hayallerimin gerçek olmasını istedim. Çok istedim. Gerçekleşmesi için onları hissetmeli, tadını almalı, kokusunu içime çekmeli, melodisini mırıldanmalı ve parlak renginin içinde kaybolmalıydım. Parçası olmalı, tamamlamalı, bütünleşmeliydim. Ancak o zaman hayallerimi hedefe dönüştürüp ve yaşayabilirdim.

Nasıl mı?

Örnek alarak, öğrenerek, vazgeçmeyerek, adım adım ilerleyerek, bilgiyi kullanarak, sevgiyle isteyerek, bazen istediğimden ve geriye düştüğümde yeniden örnek alarak.

“Eğer hayal edebildiğin bir şeyse, yapabilirsin. Ben her şeyin bir fareyle başladığını asla unutmuyorum” diyen Walt Disney, farelerden korkmasına rağmen, bir farenin kahraman olduğu filmi yaptı ve Miki Fare’yi yıllarca seslendirdi. Kendi hayatını değiştiren bu hayal, yeni bir sektörün başlangıcının da öncüsü oldu. Ancak bu gerçeğe ulaşmasını inançla ve tutku ile hayalinin peşinden gitmesi sağladı. Çünkü, iki kez işten atılmıştı çizim yeteneği olmadığı için (!), ve elindeki her şey ile kurduğu şirket batmıştı. Bir iş görüşmesine tamirdeki ayakkabısını alacak 1,5 doları olmadığı için gidememişti.

Çok hayalim var.

“Dünyayı hayal gücü döndürür” diyen Einstein, buluşları ile neleri döndürdüğünü, neleri dönüştürdüğünü farkında mıydı hayallerini gerçekleştirirken.

“Hayallerinin peşine düştüğünde hiçbir yürek acı çekmemiştir” diyen Paulo Coelho, her hayaline ulaştığında çektiği acılar için kendine teşekkür etmiş midir, yeni bir hayalin peşine düşerek. Bugün bir film izledim. Eğlendim, hüzünlendim, kahkahalarla güldüm. Tatilden dönüyor gibiydim film bittiğinde. Filmin adı “Mamma Mia”. Abba grubunun şarkıları ile yapılmış bir müzikalin filme uyarlanışı. Çok sevdiğim, hayran olduğum bir kadın, Meryl Streep oynuyor. Yine çok güzel, yine çok güzel oynamış ve yaşamış.

Bu yazıyı sinemadan dönünce yazdım. Film aşağıdaki şarkı ile başlıyordu, ucu görünmeyen olağanüstü masmavi bir deniz manzarasının başında ve film biterken biz yine aynı şarkıyı söyledik hep birlikte, aynı masmavi denizin üzerinden hayallerimize ulaşmak için…

“Bir hayalim var

Söyleyecek bir şarkım

Her şeyle baş etmeme yardım edecek

Eğer bir masalın büyüsünü görürseniz

Başaramasanız bile gelecek sizin olur

Meleklere inanıyorum

Her şeyde bir parça iyilik olduğuna da

Doğru zamanın geldiğini anlayınca

Diğer tarafa geçeceğim

Bir hayalim var”

Bir hayaliniz olsun…

Hayalleriniz hedefleriniz olsun ve tüm hedefleriniz gerçekleşsin. Sevgiyle, mutlu, huzurlu, isteklerinizi gerçekleştireceğiniz an’lar diliyorum. Ve, eğer harekete geçerseniz benim dileklerimin de, sizin hayallerinizin de neler yapacağını biliyorum.

nasıl? – ( Derya yılmaz )

Hayal kurmamın önünde bir engel var onu bulamıyorum bana bir çözüm önerebilirmisiniz?

Etkileyici – ( Derya Yılmaz )

Sizin ve Erdal beyin yazısı gerçekten beni çok etkiledi.Ve bana doğru düşündüğümü bir kere daha göstermiş oldu.

hayaller – ( besime kısak )

hayaller içimizde bir gizli kutunun içinde saklıdır ve sabırsızca sırasını bekler iki ihtimal vardır onlar için ya gün yüzüne çıkıcak yada kutunun içinde hapsolcak elbette ki çıkması ve gerçeğe dönüşmesi mükemmel bişeydir ama kutunun içinde saklı kalsada hiç gerçege dönüşmeyecek olsada güzeldir yinede…

Benimde düşüncelerim var. – ( erdal )

Hepimizin kendimiz ve başkaları hakkında düşünceleri vardır. Bizler farklı insanlarız ve hayatı, farklı düşünür ve yaşarız. Bu amaçla kullandığımız düşünceler hayatımızı biçimlendirir. Sahip olduğumuz düşünceleri paylaşmak bizleri daha olgun ve renkli bir dünyaya götürür.
Hayatımızda bir sonradan sahip olduklarımız birde taşıdıklarımız vardır. Tüm davranışlarımızda bildiklerimiz rolü olduğuna göre, taşıdığımız ise vicdandır. Vicdan, bildiklerimizin dışında bir alemdir. Ve her zaman kararları bizimkilerden doğrudur. Bu sebeple işimizde ona danışmak ve uymak bizi huzurlu kılacaktır. Huzur hayatımızın en belirgin talebidir. Huzurlu insan varlığından memnun ve bahtiyardır.
Ortalıkta bulduğunuz düşüncelerin doğruluğunu değerlendirmemiz gerekir. İlginçtir ki bizlerin fikri yapımızı bir önceki nesil tayin etmiştir. Düşünmeye başladığımızda, sahip olduğumuz fikirleri, sahip olduğumuz bilgilerle değerlendirip, kimilerini elemiş, kimilerine olan inancımız artmıştır. Bununla beraber bilgilerimizin ışığında yeni düşüncelere uzanmış ve onları kullanmışızdır.
Düşüncelerimizin oluşmasında gözlemin büyük rolü vardır. Eğer duyulan ve görülenler olması gereken gibiyse, düşünceler olması gereken gibi olacaktır. Buna ilave olarak güzelliklere yönelmemiz, düşüncelerimizin güzelliğini temin edecektir. Ne demişler, güzel gören, güzel düşünür, güzel düşünen hayattan zevk alır. İnsan, dünyaya ilim ve dua ile olgunlaşması için gönderilmiştir. Doğru ilim ve dua. Dua güzele yönelmedir. Unutmayın, kapıyı vurmazsanız kapı açılmaz.
Kişi sahip olmadığı şeyi veremez. Eğer insanların dünyalarına bir şey vermek istiyorsak; onlara doğru düşünmeyi öğretmeli ve bu düşüncelerini hayata geçirmelerini sağlamalıyız. Önce kendimiz inanmalıyız. İnanmak, başarmamız için gerek şarttır. Bunu hayat felsefesi olarak kabul edersek, problem gibi görünen pek çok şeyin aslında problem olmadığını fark ederiz.
Akıllı insan, düşüncenin getireceği faydadan ümit kesmez. Düşüncenin gücüne inanalım ve hayatımızda, kullanmadığımız ve olumsuz düşüncelere yer vermeyelim. İlginçtir, düşünceler, zamanda ve mekanda bir enerji alanı olarak hareket ederler. Her şeyin kayıt edildiğini bildiğimize göre, özen gösterelim. Şu an geçmişimizin bir sonucudur. Geçmişimize güzellikleri bırakalım. Bizlerden önce, insanlar düşündükleri şeylerden de sorumluydular. Bizim bu noktada sorumlu olmamamız, şüphesiz daha rahattır. Ama olaya güzel bir düşünce katarsak; düşündüğümüz her şeyden sorumlu olmak menfaatimizi daha da koruyacaktır.
Düşüncelerimiz ne ise hayatımız odur. Kişi kalbinde düşündüğü gibidir. Bu sebepten dolayı hayata karşı olan bakışımızda en temel fikrimizi iyi seçmeli ve buna olan inancımızı tazelemeyiz. Biliyoruz ki kendimiz için her ne kadar güzel düşünüp buna inanırsak “ bunları başaramazsak dahi ” hedefin güzelliği bizi bir noktada hoşnut edecektir. Bunun başarılması sırasında yaygın olan davranışların doğru değerlendirilmesi gerekmektedir. Çünkü toplum olmanın en kötü yanı, yanlış değerlerin toplumsal baskı sonucu kabul görmesidir. Sahip olduğumuz yegane sermaye zaman ve sağlığımızdır. Bu sebepten dolayı, lüzumsuz düşünce ve davranışta bulunmamamız gerekir. Her nefes bir ömürdür.
Düşünce bizler için, her şeyin var olduğu mekan gibidir. Bu mekanda olabilecek şeyleri arayalım. Her arayan bulamadı ama bulanlar aramıştı. Var olanları aramaya özen göstermemiz gerekir, vicdan. Özgürlüğümüz, düşüncelerimizle başlamaktadır. Özgürlüğe kendimizden başlayalım. Neye ne kadar sahibiz. Buna yazmakla başlayabiliriz. Yazdığımız zaman, bildiklerimizi ve düşüncelerimizi ister istemez düzenleriz. Olaya doğru yaklaşırsak çarpıklığı görür ve ilerleriz. Düşünme ilerlemenin başıdır. Hayatımızda hiç bir şey olduğu yerde durmamaktadır.
Uzatın ellerinizi tutunmayı bekleyen çok can var. Gerçeği arayanlar sizi bulacaktır. Sonrasında, başlangıçlar da biter günün birinde, ağlayıp gülmelerden geriye bir hüzün kalır. Anladım, geç anladım.

çok güzel – ( basar tunç tunçel )

çok güzel yazmışsınız sizi çok tebrik ediyorum