Gelecek Planı ve ben…
Gelecek, evet gelecek de bir gün gelecek… Çağırınca mı gelecek, yooo, bir gün gelecek, yarında gelebilir, öbür günde… Bugün, dün için gelecek idi, yarında bugünün geleceği…
Hayaller, istekler, hedefler ve gerçekleşenler. Bugün yaşadığım gerçekleri hayallerime borçluyum. Hayallerim olmasa idi, hayallerimi tanımlayıp hedefe dönüştüremese idim, bugün kendimden memnun olmayacaktım. Başladığım yer, isteklerim, gerçekleşenler ve yaşadıklarım, sürekli irdeleyip kendimi bulmasaydım, keşfetmese idim, bugün sevmediğim bir işi yapıyor olabilirdim.
“Hayallerin hedeflere, hedeflerin gerçeğe dönüştüğü bir yolculuktur yaşam.” Bu benim kişisel yaşam vizyonum (ülküm).
İlkokulda her gün okuduğumuz bir and vardı, ezberden belki anlamı üzerinde hiç düşünmeden her gün tekrarladığımız andı hatırlıyorsunuzdur. “Türküm, doğruyum, çalışkanım. Yasam küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.” (Budun- Aralarında töre, dil ve kültür ortaklığı bulunan, boy ve soy bakımından da birbirine bağlı insan topluluğu, kavim, ulus, millet.)
Öğrenci andının ilk hali bu. Sonra zaman içinde çeşitli eklemeler olmuş ve son halini almış;
“Türküm, doğruyum, çalışkanım.
İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime and içerim.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Ne Mutlu Türküm Diyene!” (Milli Eğitim Bakanı Dr.Reşit Galip tarafından 1933’de ilk kez 23 Nisan tarihinde Atatürk’ün huzurunda okunmuştur.)
Bazen bir okulun önünden geçerken, kulağıma takılır, durur ve dinlerim, önce tek bir ses, genellikle tok bir öğretmen sesi, arkasından çocukların anlamadan dağınık bir şekilde tekrarları gelir.
Keşke, bir yarıyılımızı bu andı öğrenerek, her kelimesinin değerini fark ederek eğitim yapsaydık derim. Belki o zaman daha çoğumuz ilkelerini, ülküsünü, hedeflerini belirlemeyi o yaşlardan itibaren öğrenmiş ve adımlarımızı bilinçli atmış, bizim için yaşamda en önemli olan şeyleri belirlemiş olmanın hazzıyla mutlu bireyler olarak yaşantımıza devam ediyor olurduk.
Yaşam vizyonu, hayallerinizi, çabalarınızı anlamlı bir noktaya odaklamanızı sağlar ve “ben bunu neden yapıyorum, beni bunu yapmaya iten ne” sorusuna yanıt verir.
Benim yaşam amacım ise; “Birlikte yaşamı paylaştığım kişilere, kurumlara yol arkadaşlığı yapmak, pusula olmak ve destek vermektir.”
Hedefini belirlemiş biri olmak bir ayrıcalıktır. Yaşamın anlamlı hale gelir. Hedef belirlemek kolay bir iş değildir. Hedefinizi belirlediğinizde, sizi boğan sisler dağılıverir. Güneşin pırıl, pırıl aydınlattığı bir yolda yürüyüşe çıkmaktır gerisi. Hele birde tutkuyla bağlandıysanız hedeflerinize, kim tutar sizi.
Bir plan yapabilmek için belirlenmiş hedefleriniz olması gerekiyor. Hedef belirlemek için birçok sorunun yanıtını vermek gerekiyor.
- Karar ve eylemlerinize yön veren nedir?
- Bu sizin için neden önemlidir?
Küçük bir öneri
Karnınız açıktı, canınız da nasıl annenizin yaptığı o mis kokulu etli kuru fasulye yemeğini çekiyor. Ne yaparsınız?
Önce mutfakta küçük bir araştırma, ne var/ne yok? Sonra bir alışveriş listesi, annenizin tarifine uygun tüm malzemeler alınmalı. Doğru en yakın markete. Malzemeler hazır, her şey kıvamında. Şimdi yemek vakti. Afiyet olsun.
Kıssadan hisse “hedefinizi seçerken, duygularınıza, çevrenize, kültürünüze, kaynaklarınıza dikkat”
Güzel bir söz
“Dünyadaki bütün yaratıklar arasından sadece insan kalıplarını değiştirebilir. Sadece insan kendi kaderinin mimarıdır… İnsanlar, zihinlerinin iç yaklaşımlarını değiştirerek, yaşamlarının dış özelliklerini değiştirebilirler.” William James
+ Paylaşıyorum
Ne gemiler yaktım
O kadar yandı ki canım
Sonunda karşıdan baktım
Ne göreyim kendime
Yıldızlardan daha uzaktım
Bu kızı yeniden büyütmeliyim
Kor ateşlerde yürütmeliyim
Değirmenlerde öğütmeliyim
Farkındayım farkındayım
Kazanmalı kaybetmeli
Aşk uğruna harbetmeliyim
Bu kızı yeniden büyütmeliyim
Farkındayım farkındayım
Kendini seçemiyorsun
Bırakıp kaçamıyorsun
Yazmadığın bir hikayede
Uzun yada kısa vadede
Az biraz keşfediyorsun
Öteki olabilmeyi
Yerine koyabilmeyi
Geride durabilmeyi öğreniyorsun
Sezen Aksu
Bende Varım – ( Eda Top )
Her çocuk gibi bende hayal dünyamı kimselere değişmezdim,en güzellerin en tatlısı benimdi her şeyin;ama zaman hayallerin bitmesine ya da başlamasına neden olan tek kavrammış ben nerden bilebilirdim…Zamanın yolcularından biri olarak siz,değerli Yasemin Hanım,ile tanışmak sizi dinlemek bana hayallerin zamandan kopabileceği gücünü verdi. Ben artık bir hayalci değil o dünyanın kurulmasına önderlik eden bir liderim,ben kendimde bu gücü buldum,eğer şartlarda bana dostsa,geleceğim içindir varlığım. İnanın Yasemin Hanım kim ne derse desin ben hayatın zorluklarını dinleyerek öğrenmedim öğrenemedim,daha 13 yaşımda okumak uğruna evimden,ailemden,arkadaşlarımdan ayrıldım yarım bıraktım oyunlarımı,yarım kalmıştı çocukluğum. Giderken bir ben vardım birde hayallerim. Bir çocukluğun doyulası yaşanamadığı dünyamdan koparken bilmiyordum hayatın sadece insanlardan,paradan ve çalışmaktan ibaret olmadığını. Hayat elimin uzanamadığı ama avuçlarımdanda hiç çıkmayan binbir kavramla yüklü ve onu taşımaya hazırlanması gereken ben ve benlerle dolu bir dünya mı yoksa bilemediğim nicelerinin olduğu bir dünya mıydı ? Cevabımı hala arıyorken ben şunu öğrendim ki yaşamak güzel her ne olursa olsun,hala evimde olmasamda hala oyunlarım olmasada ben yaşamayı sevenlerdenim. Anlamsızca sadece yolculuktan ibaret sandığım bu yolda siz ve sizin gibi insanlarla tanışmak sizleri dinlemek ve o ilhamla başka yolculuklara çıkmaktan mutluyum. Şimdi gelecek ve kariyer diyoruz ya işte ben bunun kaynağını çocukluk hayallerimden,ilhamını siz gibi değerli insanlardan alıyorum ve ben hayallerime dokunabileceğim gün için kürek çekerken ne olursa olsun hayat karşısında bende varım demek istiyorum. Ben biliyorum ki hayatın beni farketmesini beklemek bir gün beyaz atlı prensin kapıya dayanmasını beklemek gibi bir şey,bu yüzden beklemek yerine farkedilmeyi tercih ediyorum. Bana sunulanların farkındayım,kendimin farkındayım ve artık farkedilme zamanı diyorum. Ve ben sizinle tanıştığım gün gözlerinizde bulduğum gücü hala yüreğimin en derininde taşıyorum. Üniversiteye gelmek bir mutluluk iken birde acı veriyordu bir zamanlar:herkes gibi olamamaktan. 7 yıl öncesinden farklı değildi elimdekiler,ben bir diğeri olamıyordum hiç . Yoldan geçerken beğendiği kıyafeti anında alanlardan,istediği zaman istediği yemekleri yiyenlerden,istediği yere düşünmeden gidip gezenlerden olamadım hiç;ama ben herkesin düşünemediğini,anlayamadığını,farkedemediğini içinde barındıranlardandım. Hayatı bu yüzden seviyorum benim her şeyim olmasada koca bir dünyam var başkalarının istesede yaşayamayacağı anlayamayacağı hissedemeyeceği…Hani yazmışsınız ya işte şimdi ben hayallerimi hala yanımda taşırken onlardan bazılarını çoktan hedefe dönüştürdüm şimdi o elle tutulur gözle görülür gerçekliğe oynuyorum. Bir gün İK alanında başarılı bir insan olarak kendimi görmek isterken size yine ve yeniden teşekkür ediyorum. İçinizdeki insan sevgisi ve imkansızlığa kafa tutan yüreğinizle beni buluşturduğunuz ve ilham verdiğiniz için…