Şimdi sıra sizde (1)

Açık davet: ‘Bugün yaşadıklarımızdan kim sorumlu?’ demiştim ve devam etmiştim…
Bugün yaşadıklarımızdan kim sorumlu?
Sistem mi?
Toplumun genel düşünce anlayışı mı?
Bizim düşünce biçimimiz mi?
Bu soruyu kendime sorduğumda verdiğim cevabı ben biliyorum. Sizin için uygun cevabı da siz seçin ve paylaşın benimle. Bu köşeyi paylaşmaya açıyorum. Sizin yazdıklarınızı da yayınlayacağım bu köşeden demiştim, şimdi sıra sizde.
İşte yanıtlarınız…
Bugün yaşadıklarımız bir sistem sorunu bence… Gençliğin öz gerçekleştirim çabaları sınavlardan ve barajlardan geçmek zorunda ve çoğumuz kendimizi testlerden daha az tanıyoruz bir süre… Şıkların arasında kaybolduktan sonra seçmeli ders bile alamadığımız üniversitelerde kendimiz için ne yapabiliriz diye düşünüyoruz… Bir bakmışız yıllar geçmiş, bir şekilde bitirmişiz üniversiteyi de ve kendimiz olabilmek için, ayaklarımız yere bassın diye iş arayışlarına girişiyoruz… Bir bakmışız şu kadar yıl deneyimli olmamız gerekiyormuş ama yeni mezun olmuşuz. Düzgün Türkçe konuşamayan, kendini ifade edemeyen insanlar arasında bir sürü dil bilmemiz de tercih nedeniymiş. Liste önümüzde uzuyor ama biz kendimizi göstermek için başlamak istiyoruz bir yerlerden, tutunmak istiyoruz. İşe kabul edildiğimiz ima ediliyor, bizimle çalışmak istediklerini söylüyorlar ama birden karar değişikliği oluyor ve bize haber bile verilmiyor. İşlere başvuruluyor, testler yapılıyor ama bir geri dönüşü olmuyor. Bu konu böyle uzayıp gidiyor…

SEDA
* * *
Durdum ve düşündüm bir süre. Yaşadıklarımı, yaşayacaklarımı ve yaşıyor olduklarımı… Sorumlu aradım her biri için. Ve bunun farkına vardım. Sorumlu bir tek kişi değil. Sorumlu sizin saydıklarınızın bir karması. Yani siz, biz, onlar… Küçükken bir roman okumuştum Muzaffer İzgü’nün kaleme aldığı. Bir memurun yaşamında karşılaştığı zorlukları ve karşılığında gelen hazin sonu anlatan bir öykü vardı içerisinde. Hiç unutmuyorum onu. O memur öldüğünde bir suçlu arandı bir süre. Ve sonunda anlaşıldı ki o memuru öldüren biziz aslında: Toplum.
Bir takım dayatmalarla hayata hazırladığımız bir gencin yaptığı seçimlerden, kendisinin sorumlu olduğunu düşünemeyiz. Çünkü onun bir düşünce biçimi yoktur, oluşmamıştır hiçbir zaman. İçinde bulunduğu toplumun düşünce yapısıyla hareket etmektedir.
Diğer taraftan; özgürce düşünen bir kişinin yaşadıklarından elbette kendisi sorumludur. Yanlış da olsa ne büyük mutluluktur onun için. Çünkü yanlışı kendisi yapmıştır. Kimsenin düşünce egemenliğinde değildir.
Sistemi düşündüm sonra… İşin içinden çıkamadım.!!!
* * *
SAADET

Bugün yaşadıklarımdan ben sorumluyum. Dünkü yaptıklarım-yapmadıklarım, öğrendiğim-öğrenmediklerim ve aldığım kararlarım doğrultusunda bugünümü yaşadım. Bir yarış başlattım kendimle. Her düştüğümde, aldırmadan dizlerimin acısına, titreyen ellerimle siliveriyorum hafifçe, kanım temizlesin yarama giren kum taneciklerini… Yürüyorum. Koşuyorum. Yaşıyorum. Korkmuyorum dersem yarınlarımdan yalan. Cesaretim yok yarınıma ve yarınlarıma dersem külliyen yalan!!!
Sordum kendime nasılsın Yasemin? Sustum dinledim. İçimden bir ses yükseldi. İyiyim. Çok çok iyiyim..
Bir ben var bende yaralarımı saran, BİR BEN VAR BENDE BANA HER DAİM DOST KALAN…
YASEMİN
* * * Sorunuzun yanıtı elbetteki kendimiziz…
Hiç kimse biz izin vermezsek bizi üzemez kıramaz vs. vs.
Bununla birlikte nedendir bilemiyorum, her zaman mutlu değiliz ve nedeni sorulduğunda 2. ya da 3. şahıslarla yaşadığımız tatsız olaylar deriz. Cevabı verilmesi gereken soru ise bu kişilere neden izin veriyor olduğumuz.

BAŞAK

kim bu sorumlu? – ( rahime deniz yıldırım )

öyle çok sorguluyorum ki hayatı, nedenleri herşeyi…bazen “sorumlu kim?” diyorum ben de…çoğu zaman kendim olduğunu düşünüyorum içine sistemi de katmadan edemiyorum..sanki dünyanın çarkı böyle dönüyor…ama en sonunda diyorum ki elbet bir yolu var hatta birden fazla yolu var.başlamalı, sisteme karşı becerebildiğimiz kadar sistemli olmalı…sonu istediğimiz/istemediğimiz gibi olduğunda da en nihayetinde de bir kişisel değerlendirme ve kim bilir bu döngü böyle sürüp gidecek..unutmamak gerek; sistem..Evet ama kendimiz de hiç küçük değiliz.